|
|
 |
|
Hayvanlar Alemi |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|

Antartika bölgesinde yaşayan Wedel türü ayı balığı, hava sıcaklığının -560C, su sıcaklığınınsa -260C’ye kadar düştüğü sert kış koşullarına bile dayanabilir. Ayı balıkları, çok derinlere daldıklarında yoğun basınç ve ani basınç değişimi yüzünden oluşan vurgundan etkilenmezler.
Çünkü uzun süreli dalışlarında su altına girmeden önce birkaç küçük dalış yaparlar. Kaburga kemiklerini ve diyaframlarını açıp kapayarak ciğerlerindeki havayı dışarı atarlar ve ciğerlerini de kapatırlar. Bir süre sonra ciğerlerinde hiç hava kalmadığı için azot eriyerek kana karışmaz ve yaşamsal sorunlar da böylece önlenmiş olur.
Devamını Okuyun.. »
Kas 10

Bu garip hareketin sırrı, sineğin ayağındaki yer çekimine karşı koyucu hassanın kendisindedir. Bir mikroskop altında inceleyecek olursanız,sineğin ayağının altında yastığımsı,kıllı iki çıkıntının varlığı fark edilir.
Bir teoriye göre, sinek, bu çıkıntıyla bastığı yüzeydeki hava basıncını çekmektedir. Fakat havasız bir şişenin içinde de aynı şeyden faydalanması, daha başka bir izah yolunun varolduğunu göstermektedir.
Devamını Okuyun.. »
Eki 26

Omurgalılar, yerleştikleri bütün yaşama ortamlarında egemenlik kurmuştur. Ana özellikleri, sırtları boyunca uzanan omurgadır. Bunu dışındaki birçok özellikleriyle de diğer hayvanlardan ayrılırlar. Örneğin iki yanlı bakışım gösteren vücutlarında kas sistemi de büyük ölçüde karşılıklı çiftler halinde gelişen kas gruplarından oluşur. Merkez sinir sisteminin omurilik adını alan ve omurganın içinden geçen bölümü gövde ve uzantıları ile beyin arasında bir sinir köprüsü kurar.
Omurgalılarda kıkırdaktan, kemikten ya da her ikisinden oluşan ve hiçbir hayvan grubunda rastlanmayan bir iç iskelet sistemi vardır. Bu iskelet gelişim boyunca vücuda destek sağlayarak büyümenin sınırlarını genişletir. Bu nedenle omurgalıların çoğu, omurgasızlara göre daha iri yapılıdır. İskelet en ilkel türlerin dışında kafatası, omurga ile kol ve bacak uzantı çiftlerini kapsar. Omurga ile omurgaya bağlanan kol ve bacak kemikleri vücudu destekler. Hareket kemiklere tutunmuş kasların etkinliğine bağlıdır.
Devamını Okuyun.. »
Eki 20

Yeryüzünde bulunan bütün zehirli yılanlar, yaklaşık olarak 2000′i aşkın cinstedir. Yılanlar gerçekten ilginç, aynı ölçüde de korku verici yaratıklardır. Bu iki nedenle, insanların yılanlara ilişkin inanç ve düşünceleri çok çeşitlidir. Öyle ki , 18-20 metre boyunda yılanların yaşadığına bile inanırlar.
Gerçekte, yılanların boyu asla bu uzunluğa varmaz. Bilinen en büyük yılan,boyu 9 ile 11 metre arasındaki Regal Pitonundur. Oturma odanızın boyutlarını ölçmeniz bile,bu yılanın büyüklüğü hakkında bir fikir edinmenize yetecektir . Regal Pitonu, Malaya yarımadası, Burma, Endonezya ve Filipinler’de bulunur.
Devamını Okuyun.. »
Eki 14

İnsanların çoğu, sivrisinek kelimesini duydukları vakit tiksinti duyduklarını söylerler.Fakat biz bu bölümde sivrisineği büyütec altına alarak sahip olduğu o essiz navigasyon cihazlarını siz okuyuculara aktarmaya calıştık.
Eminizki sizlerde sivrisineğin bilinmeyen yönlerini öğrendiğinizde hayranlığınızı gizleyemeyeceksiniz.
Bilindiği üzere sivrisinek insanların kanını emerek yaşayan bir canlı türüdür.
Bunun dışında diğer canlıların kanlarınıda emerler.Sivrisinekler belirli mevsimlerde yumurtalarını suya bırakarak üremeye başlarlar.Suya bırakılan larvalar bir müddet burada kalarak değişim geçirmeye başlarlar.Yumurtalardaki mükemmel bir sistem suda boğulmalarını engeller.Bu sistem tıpkı dalgıçların kullandığı borulara benzer ve sifon adını alır.
Devamını Okuyun.. »
Eki 08

Kelebeğin asla bir şey yemediğini belki duymuşsunuzdur.Bu söz,sadece bazı kelebekler için geçerlidir. Bir tırtılın nasıl kelebek olduğunun hikayesi, sonradan kelebeğin hiç bir şey yemeyişinin nedenini yeterince açıklayabilir sanıyoruz.
Dişi kelebek hayatı süresinde, 100 ile birkaç bin arasında yumurta yumurtlar. Yumurtalarım yakınında bıraktığı bitki konusunda son derece titizdir. Bu bitki, onun soyunun devamı bakımından yararlı olacaktır. Belirli bir çevrede böyle bir bitkiden sadece bir tek olması bile dişi kelebeğe yeter.Yumurtalarını oraya, o bitkinin yakınına bırakır.
Devamını Okuyun.. »
Eki 06

Bir kedi veya köpek besliyorsanız ,zamanla ona adeta bir insanmış gibi bağlanabilirsiniz. Daha ötesi,bazen onu gerçek bir “insan”mış gibi hissedersiniz. Böyle hissetmenizin sebebi, onun çeşitli ve değişik yollardan bazı şeyleri ifade edebilmesidir. Ağlamak,gülmek gibi insanlara has şeyleri, değişik bir şekilde onda da görmenizdendir.
Aslında böyle bir durum söz konusu değildir. Ağlamak ve gülmek,belirli hissi durumları ifade için insanlara has davranışlardır. Hayvanlarda böyle bir şey yoktur.
Bazı durumlarda hayvanların da sızlandığını,bununla ilgili,bunu açıklayan sesler çıkardığını biliriz. Mesela canlarının yandığı zaman böyle yaparlar. Fakat insanda gözyaşlarıyla beraber olan ağlamak, hayvanlar için söz konusu olamaz.
Devamını Okuyun.. »
Eki 05

Bu soruyla hayvanların birbirleriyle haberleşip haberleşmediklerini,işaretler ya da çeşitli seslerle belirli mesajlar verip vermediklerini kastediyorsak, cevap “EVET” olacaktır. Fakat birbirleriyle konuşup konuşmadıkları söz konusuysa bunun cevabı kocaman bir HAYIR’dır.
İnsanlar arasında bile bütün haberleşme, bağlantı sadece kelimeler aracılığıyla değildir. Kızgınlığımızı, sinirlendiğimizi belirtmek için bazı ifadeler vardır. Kaşlarımız çatılır.
Yüzümüzün çizgileri gerilir. Herhangi bir şey karşısında kayıtsızlığımızı belirtmek için omuz silkip geçeriz. Başımızı “evet” ya da “hayır” anlamlarına, değişik şekillerde sallarız .
Devamını Okuyun.. »
Eki 04

Balina bir balıktır ama, aynı zamanda memeli hayvanlar türündendir. Başka türlü söylemek gerekirse, yavrularını yumurtayla,yumurtlayarak değil, doğurarak dünyaya getiren sıcak kanlı hayvanlar gurubuna girer. Yavru balina, tıpkı öteki memelilerde olduğu gibi annesinin sütüyle beslenerek büyür.
Balinalar solungaçlarla değil,ciğerleriyle soluk alıp verirler. Zamanla oluşan en büyük ve en önemli değişim, onların solunum sistemindedir. Burun delikleri başlarının ön kısmında ve tepededir.
Balinalar suyun altında bulundukları süre burun delikleri küçük sübabçıklar vasıtasıyla kapalıdır. Hava ağızlarından ayrı tutulmuş durumdadır.Dolayısıyla ciğerlerine su almak tehlikesi söz konusu değildir.Ciğerdeki kullanılmış havayı verir. Bunu yaparken,uzaklardan,belirli bir mesafeden işitilebilecek bir ses çıkarır işte bu esnada görülen fışkırma aslında su değil, kullanılmış havadır.Sadece su buharıyla yüklüdür.
Devamını Okuyun.. »
Tem 15

Atların yakın akrabaları diğer bir söylev ile pijamalı eşek. Bana o kadar kusursuz gelir ki bu hayvanlar tuhaf bir çekim gücünün içine giriyorum zannederim bazen kendimi. Yok yok sadece zebralar için geçerli değil bu çekim gücü. Bazen bir kelebek bazen de köpek balığı olabiliyor. Neyse biz konumuza dönelim.
Zebralar, seyrek ağaçlı ve otlarla kaplı açık alanlarda yaşarlar ve sık sık antiloplarla birlikte sürüler oluştururlar. Zebralarında atların ki gibi yele adı verilen saçlara sahiptirler; vücut yapıları da atlara benzer ve en az onlar kadar hızlı koşarlar. Tuhaf olan şudur ki; zebraların üzerinde ki çizgiler herbirinde farklılık gösterir fakat aynı zamanda da bir nevi hayatta kalmaya yardımcı olmak gibi önemli birde işlevi vardır.
Karınlarını doyuran zebra sürüsüne yaklaşan, aslan, kaplan gibi avcılar zebraların üzerinde ki çizgiler yüzünden sürüyü bir bütün olarak algıladığından bu çizgiler zebralar için bir nevi hayat sigortası konumunda oluyor.
|
|
|
|
|
|
Bugün 24 ziyaretçikişi burdaydı! |